Mallmartturk Danışmanlık Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Akalın ile hem kira tartışmalarını hem de AVM’lerin geleceğine yönelik endişeleri konuştuk.

Markaların ciro üzerinden kira alınmasına yönelik talepleri var. Bu istek ne kadar kabul edilebilinir?

Pandemi öncesinde de ciro üzerinden kiralama talepleri sıklıkla geliyordu. Özellikle, büyük kurumsal markalarda yüzde 75-80 oranında ciro payına geçilmişti. Bu konuda AVM yatırımcıları tarafında çok direnç olmamasının sebebi daha önce ciro verileri üzerinden yapılan hesaplamalarla kira geliri tahmini yapılabilmesi ve eksik ciro bildirilmesi noktasında kurumsal markalara olan güvendi. Ancak AVM yatırımcılarına bu yaklaşımı her kiracı için kullanmak doğru gelmiyor. Dolayısıyla ciro payı ile kira alınması hususunda tutucu tavrın devam etmesi gerektiğini düşünüyorum. Pandemi döneminde kira alınmaması ve sonrasında 2-3 aylık dikkate değer kira destekleri ile kiracılarımızın yanında olmaya da devam ediyoruz.
Kira konusunda hep markaların taleplerini dinliyoruz. AVM’lerin hiç borcu yok mu? Kira alamadığınız dönemde ortaya çıkan maddi kayıplarınızı nasıl telafi edeceksiniz?

AVM yatırımcılarının hemen hemen hepsinin özellikle banka borçlarını yapılandırma girişimi oldu. Ancak bankalar bu duruma yapıcı yaklaşmazken, ilave faizler gerekçesiyle taksitler özkaynaklar kullanılarak ödendi. Elbette bu durum sürdürülebilir değil. Haziran-temmuz-ağustos ayları için kiracılarımıza destekler devam ettiğinden kira gelirleri yüzde 40-45 daha düşük olacak. Bir de buna genel giderlere yapılan katkıları ekleyince gelir edilemeyen 4-5 ay anlamına geliyor. Bu kaybın devletin verdiği destek paketleri ile telafisi mümkün olmamakla birlikte yine borçlanmaların önünü açan faiz indirimleri pansuman olabilir. Elbette, alınan kredilerin ödemesi bir gün gelecek. Bu anlamda, AVM yatırımcısı borcunu yönetemez hale gelebilir.
Salgında ikinci bir dalga olursa birçok mağazanın buna direnemeyeceği iddia ediliyor. En kötü senaryo için nasıl bir hazırlık yaptınız?

Bence soruya “Türkiye’nin 2. bir salgın dalgası olursa ve ekonomi çarkları durursa” düzleminde bakmak lazım. Pandemi öncesinde fazlasıyla kırılgan ve spekülatif etkilere maruz kalan ülke ekonomisi, kim ne derse desin, pandemi ile birlikte orta yerinden kırılıp kopmuştur. Ülkenin küçük bir azınlığı hariç tüm kesimler bundan etkilendi. Eğer 2. salgın dalgası olur ise başlayan bir cümlenin devamını dahi getirmekten imtina ediyorum. Umarım, ülkemin güzel insanları bireysel bilinçlerini hep duyarlı tutarak salgının artmasını önleyecek kurallara uymaya devam ederler. Yoksa, kolektif idari mekanizmalara kalırsak yanmışız.
AVM’lere ziyaretçi sayısı şu an istenilen düzeyde mi?

Giriş sayılarımız 11 Mayıs’tan bu yana görece artmaktadır. Önceki dönemlere göre yüzde 50 ve üzerine çıkan projelerimiz var. Çalışma saatlerimizi 8 saat ile sınırladığımızdan aslında bu sayılarda etkin bir perakende doğuruyor diyebiliriz. Diğer yandan, gelen müşterilerin büyük kısmının alışverişçi olması da dikkate değer. Mağazalarımızın güçlü indirimlerini sosyal medyamızdan paylaşarak pandemi döneminde ertelen talebi satışa çevirmeye çalışıyoruz.
Salgınla birlikte AVM’lerde nasıl bir dönüşüm yaşanacak?

Türkiye özelinde uzun zamandır terör riski sebebiyle güvenlik konusunda AVM’ler çok büyük bütçeler ile donanım ve güvenlik personeli yükü altına girdi. Bir şekilde bu dönüşüme ayak uydurup bir bedel ödedik. Şimdi de salgın riski ile ilgili bildirilen önlemler kapsamında bir bedel ödüyoruz. Bu noktada, sadece AVM’lerin değil AVM’yi kullanan değerli müşterilerin de zorunlu önlemleri alması halinde ‘yeni normal’ dediğimiz süreç ile AVM’ler yoluna devam edecektir. AVM’ler hayatımızdaki yerini hep muhafaza edecek.